ANAYASA MAHKEMESİ TOPLU SÖZLEŞME İKRAMİYESİNİN SENDİKAL ÖZGÜRLÜĞÜN İHLALİ OLDUĞUNA KARAR VERDİ.
Anayasa Mahkemesi %2 sendika barajı ile ilgili gerekçeli kararını yayınladı. Gerekçeli kararda; "%2 barajı ve sendika ikramiyesinin "kamu çalışanlarının sadece belli sendikalara üye olmaları yönünde müdahale içerdiği, bunun da sendikalı olma ve sendika seçme özgürlüğünü ihlal ettiği, bu durumun da üyelerinin menfaatini etkili bir şekilde koruyan güçlü sendikaların ortaya çıkabilmesi için gerekli olan rekabeti engellediği, mezkur uygulamada olduğu gibi devlet yardımının sendika aidatı tutarını bariz bir biçimde aşmasının çalışanları benimsemedikleri sendikalara üye olmaya zorlayıcı bir boyuta ulaştığı" tespitlerini yaparak iktidarın yandaş sarı sendikalar vasıtasıyla kamu çalışanlarını sömürme projesine dur denmiştir. Karar gerekçeleri açıkça göstermektedir ki; bundan sonra sendika üyesi kamu çalışanları arasında kesinlikle ayrım yapılamayacaktır.
Buna göre; sendika üyesi tüm kamu çalışanlarına ayda 190 TL olarak uygulanan "Toplu Sözleşme Destek Primi" sendika ayrımı yapılmaksızın ödenmeye devam edilecek, ancak ayda 538 TL olarak uygulanan "Toplu Sözleşme İkramiyesi" ise adil bir düzenleme yapılıncaya kadar hiçbir şartta ödenmeyecektir.
Ortaya çıkan bu durumun sorumluları; üyelerinin hak ve menfaatlerini gözetmekle yükümlü oldukları halde, bu anlamda hiçbir faaliyet yürütmeden ve kayda değer hiçbir kazanım sağlamadan, sendikalarında yaşanan üye kayıplarını durdurmak için %2 barajını dayatmak suretiyle, hak kazanımı için mücadele etmeleri gereken iktidar sahipleri ile ikramiye adı altında şike ilişkisi içine giren ve bu uğurda anayasal haklar ve evrensel ilkelerle güvence altına alınan sendikal hakların ayaklar altına alınmasına sebebiyet veren sarı sendikalar ile bütün sendikalara eşit mesafede olması gerekirken, kamu çalışanlarının üye olduğu sendikalara "merdivenaltı" yakıştırması yapmak suretiyle alenen taraf olan iktidar anlayışıdır.
Değerli kamu emekçileri;
Anayasa Mahkemesinin bu kararı ile; sözde yetkili ama etkisiz sendikalara üye olmanız veya üye kalmanız için kurulan şike ilişkisi ifşa olmuştur.
Fakat biliyoruz ki bu haksız ve hukuksuz şike ilişkisinin tarafları hiçbir zaman hatalarını kabul etme basiretini göstermeyecekler, sanki bu garabete haksızlığa karşı duran bizler sebebiyet vermişiz gibi kamuoyunu yanıltmaya devam edecekler ve büyük bir pişkinlikle bizleri hedef göstermeye devam etmekten geri durmayacaklardır.
Biz; 1992 yılından bu yana askeri iş yerlerinde yılmadan sendikal mücadele yürüten ve askeri iş yerlerinde görev yapan savunma emekçileri dışında üye kaydı yapmayan ASİM-SEN mensupları olarak; varlık sebebimiz olan savunma emekçilerine "Kaderiniz kendi ellerinizdedir" diye hatırlatarak soruyoruz:
Bugüne kadar iktidar sahiplerinin dümen suyuna giderek, yoksulluğa tamah etmemizi salık veren sarı sendikalara üye olarak destek vermeye devam mı edeceksiniz, yoksa savunma emekçilerinin hak, hukuk ve adalet arayışı için mücadelesinden asla taviz vermeyen gerçek adresiniz ASİM-SEN'i mi yetkili sendika yapacaksınız?
İktidar sahipleri ile karşı karşıya gelmekten imtina eden, ikramiyelerle ve plaketlerle kurdukları kirli ilişkileriyle sizlerin iradesini ve sendikal mücadelemizin onurunu ayaklar altına alan sendikalarda mı üye kalacaksınız yoksa, Devlet Memurları Kanununun 232'nci ve 233'ncü maddelerini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyan; lojman kotalarının kaldırılması ve orduevleri, sosyal tesisler ve askeri kamplardan eşit statüde yararlanabilmemiz için hem mahkemelerde hem de meydanlarda yılmadan mücadele yürüten tek sendika olan ASİM-SEN'e mi üye olacaksınız?
Sırf yöneticilerin mobbingine boyun eğmediği icin kamu görevinden ihraç edilmeye çalışılan üyesine "Biz bakanlıkla kötü olmak istemiyoruz, sen kendine başka sendika bul!" diyen sendikalara mı üye olacaksınız yoksa mahcubiyetle "Beni yalnız bırakmayın!" diye çare arayan savunma emekçisini Yüksek Disiplin Kurulunun önünden alan ASİM-SEN'e mi katılacaksınız?
"Eskiden biz neler neler yaşadık bugünlerimize şükür!" diyerek şükür sendikacılığı yapanlarla mı yol yürümeye devam edeceksiniz yoksa, "Hakkımız olanı alacağız" diyerek sınıf sendikacılığı için kararlı şekilde mücadele veren ASİM-SEN'lilerle mi yol arkadaşı olacaksınız?
"Biz hallederiz" diyerek sizlere tayininizi yapma ve kadronuzu değiştirme sözü verdiği için 12 yıldır yetki verdiğiniz halde, mazeret tayinleriniz dahi yapılmaz, geçtik eğitim durumundan hakkınız olan kadroyu almayı, görevde yükselme sınavlarına dahi dahil edilmez iken, ASİM-SEN'in kazanımlarını emsal göstererek sözde dava kazandık diye naralar atan umut tacirlerine bel bağlamaya devam ederek "Her koyun kendi bacağından asılır" mı diyeceksiniz, yoksa onca yasaklama ve kısıtlamalara rağmen üyesi olmasa dahi haksızlığa maruz kalan savunma emekçileri ile dayanışma göstererek "Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber, Ya Hiç Birimiz" diyebilenlerden mi olacaksınız?
Bu sorular uzar gider ancak burda duralım. Zira siz savunma emekçileri için yapılacak çok işimiz var. Bize katılın ve hep beraber "Tarihin En Güzel Yerinde Son Sözü Hep Direnenler Söyler." diyerek hak, hukuk ve adalet mücadelemizi hak ettiği yere beraber taşıyalım!
ASİM-SEN
Merkez Yönetim Kurulu