Bizce Toplu sözleşme taraflar arasında yürütülmesi gereken işkolundaki yetkili sendika ile işveren Kamu Kuruluşu yetkililerinin yürütmesi gereken bir süreçtir. Bu nedenledirki Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantılarının kamu emekçilerinin ortak ekonomik, sosyal, demokratik, siyasi, özlük ve mesleki hak ve çıkarlarının konuşulacağı yer olmadığını ifade etmek istiyoruz.
Kamu emekçilerinin 4688 yasa değişiklikleri aşamasında ve öncesindede bütün sorunlarının Toplu İş Sözleşme masasında tartışılması ve karara bağlanması gerektiğini ifade etmemize rağmen Hükümetler bunu hep göz ardı etmektedir.
4688 sayılı yasada dile getirilen TİS gerçek olmaktan çok uzak ve ILO normları başta olmak üzere uluslararası sözleşmelere uymadığı bir gerçektir.
Türkiye de sendikal hak ve kazanımlar için bir değişim şarttır. TİS’e yönelik düzenlemeler uluslararası standartlara kavuşturulmalıdır.
Sendikal hak ihlallerinin önüne geçilecek çalışmaların hükümet ve sendikalar ile ortak yürütülmesi yönünde ciddi adımların atılması gerekmektedir.
Aksi halde bugünkü iç güvenlik yasası ile sendika ile işveren arasındaki mücadele, sendika ile emniyet (polis) kavgasına dönüşeceği bir gerçektir.
Hükümetin, emeklilikte 30 yıl üzeri çalışmaya ikramiye verilmemesi durumunun hukuk dışılığını dile getirmemize rağmen hükümetin düzenleme yapmadığını ve KESK’e bağlı ESM sendikasının konuyu Anayasa Mahkemesine kadar götürerek milyonların davasını kazandığı hepimiz tarafından bilinmektedir. 07 Ocak 2015 tarihinden önce emekli olan kamu emekçilerinin mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik yeni bir düzenleme bu güne kadar yapılmamıştır.
ASİM-SEN dün olduğu gibi bu günde temel taleplerimiz olan;
– Ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır.
– Maaşlarımızın açlık sınırı kısmı vergi dışı tutulmalı, artan kısmı ise vergi dilimine tabi tutulmamalıdır.
– Tüm 4-C’liler kadroya alınmalıdır.
– Özelleştirme politikasından vazgeçilmelidir.
– Fiili Hizmet zammı ayırt etmeksizin işkolunda herkese uygulanmalıdır.
-Hizmet alımından kaynaklı işyerlerinde başka görevlerde çalıştırılan Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanları Genel İdari Sınıfına geçirilmelidir.
– İş cinayetlerine davetiye çıkaran 6331 Sayılı İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yasası derhal hayata geçirilmelidir.
– Otoriter ve baskıcı politikalardan, sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımını fiilen engelleyen tutumlardan vazgeçilmeli, uluslararası sözleşmelerin gereği yerine getirilmelidir.
SARI SENDİKA
Sendika mantığına tamamen ters bir oluşumdur. Devlet yanlısı veya patron yanlısı bir örgütlenme modelidir. Buna şükür bunu da bulamayan var mantığı ile hareket tarzı geliştiren, hak alma mücadelesinde yükselen muhalif sesleri kesmek ve bu tarz hareketlerde örgütlenen emekçilerin aleyhinde çalışmalar yürüten bir yapıdır.
Bir anlamda böl yönet politikasının en doğru uygulayıcısıdır.
Temel ayırt edici özellikleri;
– Gereksiz işveren empatisi yapar, çalışanlara bir de işveren açısından düşünelim böyle insafsız olmayalım der.
– Mücadeleci ve gerçek bir sendikaya üye olmaya çalışan işçileri tehditle, şiddetle veya işveren işbirlikçisi oldukları için işten çıkarttırarak yıldırma politikaları uygular.
– Sendikalarından emekli olduktan veya çalışırken milletvekili ve belediye başkanı olan çoktur.
– Genellikle işveren tarafından kurulurlar. Sendika yöneticilerine işyerlerinde özel kadrolar açılır.
– İşverenle yaptıkları işbirliğini talep sendikacılığı yapıyoruz bu bir başarıdır söylemiyle devam ettirmektedir.
– Üyelerden aldıkları aidatları sosyal tesis denen kendilerine otel, restoranlar yapan, lüks binalarda oturan, lüks arabalar kullanan, üyelerle aralarında fiziksel ve psikolojik engeller koyan ve ulaşılmaz hale gelen yapılar oluştururlar.
– İşverenle yaptıkları işbirliğini bir başarı gibi sunarlar, “125 TL bir başarıdır.” Gibi
– Dini ve milliyetçi unsurları söylemleri kullanarak çalışanları uyku halinde tutarlar ve bunlar üzerinden üye kazanırlar.
– Grev yapmak gibi bir düşünceleri bulunmaz, taleplere yönelik protestoları saçmalık olarak yorumlar. İşverenin Lokavtına karşı bir duruş sergilemez.